Antalya'da, 25 Ekim 2023 tarihinde saat 14:15'te meydana gelen 3,8 büyüklüğündeki deprem, bölge halkını şok etti ve paniğe neden oldu. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Kandilli Rasathanesi tarafından yapılan açıklamalara göre, depremin merkez üssü Kumluca ilçesinin 5 kilometre güneydoğusunda yer aldı. Depremin derinliği ise 10 kilometre olarak belirlendi. Deprem, yoğun bir şekilde hissedildiği alanlarda, vatandaşların korku içinde sokaklara dökülmesine sebep oldu.
Deprem, Antalya'nın merkez bölgelerinin yanı sıra çevre illerde de hissedildi. Özellikle Kumluca, Finike ve Kaş ilçelerinde vatandaşlar, sarsıntı sırasında evlerinden çıkmak zorunda kaldı. Çevredeki binaların çoğu tarihî ve turistik yapılarla dolu olduğu için, depremin etkisi üzerine hemen inceleme başlatıldı. Yerel yönetimler, deprem sonrası olumsuz bir durum olup olmadığını kontrol etmek amacıyla ekiplerini hemen bölgeye yönlendirdi. Şu ana kadar herhangi bir can veya mal kaybının olmadığı yönündeki ilk açıklamalar, halkı bir nebze olsun rahatlattı.
Deprem sonrası sosyal medya platformlarında birçok kullanıcı, sarsıntının güçlü etkisini paylaşırken, uzaktan gelen deprem sesi ve yerin titrediği anları anlatan videolar paylaşıldı. Bu paylaşımlar, Antalya'nın yanı sıra yurt dışında da birçok insan tarafından ilgiyle karşılandı ve gündem oldu. Ayrıca, uzmanlar, depremin büyüklüğünün ve derinliğinin, ciddi hasara yol açmayacak kadar küçük olduğunu belirtti.
Antalya, özellikle turistik yapıları ve yoğun nüfusu ile bilinen bir şehir olarak, deprem riski yüksek olan bölgeler arasında yer alıyor. Geçmişte de benzer sarsıntılara maruz kalan şehir, yerel yönetimlerin hazırladığı “afet yönetim planları” ve düzenli tatbikatlarla depreme karşı tedbirler almaya çalışıyor. Son deprem, bu planların ne kadar etkili olduğunu sorgulama fırsatını bir kez daha gündeme getirdi. Uzmanlar, Antalya’nın deprem kuşağında olduğunu hatırlatarak, vatandaşların afet anında nasıl hareket etmeleri gerektiği konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), depremin boyutları ve olası etkileri üzerine bir basın toplantısı düzenletti. Toplantıda, bölgedeki yapıların depreme dayanıklılığının artırılması için mevcut projelerin hızlandırılacağı ve halkın bilinçlendirilmesi adına daha fazla eğitim programı yapılacağı duyuruldu. Ayrıca, Antalya'daki tüm okul, hastane ve kamu binalarının depreme karşı dayanıklılığı periyodik olarak kontrol edileceği belirtildi. Bu tür durumlarla karşılaşılmaması adına yerel yönetimlerin üzerlerine düşeni yapmalarının gerekliliği vurgulandı.
Sosyal medya üzerinden yapılan yorumlar ve tepkiler, Antalya’daki bu son depremin etkilerinin psikolojik boyutunu da öne çıkardı. Birçok kişi, depremin yarattığı korku ve endişeyle, geçmişte yaşanan büyük depremleri hatırladığını belirtti. Deprem korkusu yaşayan bireylerin psikolojik destek alması gerektiği üzerine uyarılarda bulunan psikologlar, bu gibi durumların ruh sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, toplumsal bir travmanın nasıl aşılabileceği konusunda bilgiler paylaştı.
Kısa sürede 3,8 büyüklüğünde gerçekleşen deprem, Antalya halkı için hatırlatıcı bir uyarı niteliğinde oldu. Bu anlamda, her an her yerde deprem olabileceği gerçeğiyle yaşamaya alışmak ve hazırlıklı olmak, hem bireyler hem de ülkeler için büyük bir önem taşıyor. Bütün bu yaşananların ışığında, Antalya’nın deprem stratejileri ve gerçekleştirdiği uygulamalar, diğer şehirlerle de paylaşılacak ve daha geniş bir önlem setinin oluşturulmasına zemin hazırlayacaktır. Antalya'nın güçlü bir afet yönetimi kapasitesine sahip olması, olası büyük depremlerde toplumsal dayanışmanın güçlenmesi için de önemli bir faktördür.