Elif, 25 yaşında genç bir kadın. Hayatının en zor dönemlerinden birini yaşıyor; çünkü babasını trafik kazasında kaybetti. Bu elim olay, sadece Elif'i değil, onun gibi içinde bulunduğu toplumu da derinden etkiledi. Babasıyla olan sıcak ilişkisini ve ona duyduğu sevgiyi anlatan hatıralar, yürüdüğü bu zorlu yolda ona güç vermeye çalışıyor. Ancak bir yandan da Elif’in kafasında tek bir soru var: “Bir can bu kadar ucuz mu?” Bu soru, adalet arayışının temel taşını oluşturuyor ve Elif’in mücadelesinin motivasyonunu sağlıyor.
Kaza, Elif'in ailesinin yaşamını alt üst etti. Babası, her zaman ailesinin geçimini sağlayan, onların hayatına yön veren lider bir figürdü. Her sabah işine gitmeden önce Elif'e olumlu enerji verecek sözler söyler, onun geleceğine dair hayallerini desteklerdi. Ancak, bir anlık dikkatsizlik, hayatlarını sona erdiren o faciayı doğurdu. Olayın hemen ardından Elif, kazaya sebep olan sürücüyü araştırmaya başladı. Kaza sonrası gelen sonuçlar, onun için hayal kırıklığı yaratan detaylarla doluydu.
Elif, babasının hayatını kaybetmesine neden olan sürücünün, yeterince ceza alıp almayacağı konusunda endişeliydi. Bu süreç, tabii ki yalnızca Elif için değil, toplumun adalet anlayışı açısından da önemli bir teste dönüşmüştü. Bu tür kazaların toplum üzerindeki etkisi, sadece kaybolan hayatlarla sınırlı kalmıyor; insanların güvenlik hissini de zedeliyor. Elif, kazadan sonra gördüğü hukuk sisteminin işleyişine yoğun bir şekilde ilgi göstermeye başladı. Kendi babası gibi kayıplar yaşayan başka insanların da sesi olmak istiyordu. Bu yüzden adalet mücadelesine daha fazla dahil olmayı ve bu konuda farkındalık yaratmayı hedefledi.
Elif, sosyal medya platformlarında başta kendi hikayesini paylaşarak, insanları bilinçlendirmek için kampanyalar düzenlemeye başladı. Aynı zamanda yerel ve ulusal basında yer almak için girişimlerde bulundu. Onun için bu bir sadece kişisel bir mücadele değil; adaletin bir an önce yerini bulması için bir toplumsal hareketti. Toplumu derinden etkileyen bu trajik olay, aynı zamanda trafik güvenliği hakkında geniş bir tartışma başlattı. Elif’in başlattığı isyan yok sayılmak bir yana, birçok kişiyi de harekete geçirdi.
Elif, şu an hem kendi acısını yaşıyor hem de başkalarının sesi olmaya çalışıyor. Babası için adalet arayışında yalnız olmadığını hissetmek için, kaybettiği hayatın değerini herkese hatırlatmak istiyor. Bu süreç, tabii ki onun için zaman zaman sabırlı olmayı zorunlu kılarken, yaşadığı zorlukları da gözler önüne seriyor. Elif’in babası gibi kayıplar yaşayan bir toplum için adaletin ne denli önemli olduğu, yaşanan olaylar ile birlikte daha da belirgin hale geliyor. Şimdi Elif, adaletin peşinde koşarken, aynı zamanda başka ailelerin de yaşadığı travmalara dikkati çekiyor ve bu konuda farkındalık yaratmaya çalışıyor. Bir can bu kadar ucuz mu, sorusu sadece bir başlangıç; belki de bir toplumun düşünmesi gereken daha önemli bir konu var: Hayatlarımız arasındaki değer bağlantısı.