Suriye'nin iç savaşın ortasında geçen yıllarında, Şam'da her şey yolundaymış gibi gösterilmeye çalışıldığına dair birçok gözlemci raporlarını paylaşıyor. Ancak, son dönemde ortaya çıkan gerçekler, bu illüzyonun ne kadar büyük olduğunu gözler önüne serdi. Şehirdeki yıkımın boyutu, yaşanan acıların derinliği ve halkın yaşadığı çaresizlik, 'Şam'da her şey yolundaydı' iddialarını tamamen yerle bir etti.
Suriye'deki insan hakları ihlalleri, savaş suçları ve insanlık suçları konusunda birçok uluslararası kuruluş raporlar yayınlarken, Şam yönetiminin sivil halka yönelik baskıları ve keyfi tutuklamaları da gittikçe artmaya devam ediyor. Bu durum, Şam'da her şeyin normal olduğu algısını yıkmakta ve dünyanın dikkatini ülkenin içinde bulunduğu acil duruma çekmektedir.
Suriye'deki sivil toplum kuruluşları ve insan hakları savunucuları, uluslararası toplumu, Şam yönetimine karşı ciddi adımlar atmaya çağırıyor. Özellikle de sivil halkın korunması ve insani yardımın ulaştırılması konusunda acil önlemlerin alınması gerektiğini vurguluyorlar. Ancak, uluslararası toplumun bu çağrılara ne kadar yanıt vereceği ve Suriye'deki krizin nasıl sonuçlanacağı belirsizliğini koruyor.
Sonuç olarak, 'Şam'da her şey yolundaydı' imajının artık yıkıldığı ve gerçeklerin gün yüzüne çıktığı bir dönemde, uluslararası toplumun ve insan hakları savunucularının daha fazla çaba sarf etmesi ve Suriye'deki krize kalıcı bir çözüm bulma yönünde adımlar atması gerekmektedir. Şam'da yaşananlar, sadece Suriye'nin değil, tüm dünyanın sorumluluğunu hatırlatmaktadır.